Şelale Park'tan bir görünüm |
Burada pek oyalanmayıp aşağıya, tarihi Odunpazarı Evleri'ne doğru yol aldık. Küçük bir tanıtım haritamız vardı onun yardımıyla ilk olarak eski Osmanlı Evi'ne gittik. Kapalıydı (açık olduğunu hiç görmedim).
Osmanlı Evi |
Eski bir evde kahve molası verdik. Adını hatırlayamıyoruz ama Külliye'den aşağı inerken hemen solda kalıyor. Sunum çok güzeldi, uğrayıp soluklanabilirsiniz.
Atlıhan El Sanatları Çarşısı |
Başka bir gün yoğun final dönemini, yakıcı güneşi dinlemeyip Hava Müzesi'ne gittik. Hiçkimsenin gitmediği, eskimiş, garip bir müze. Orada en etkilendiğimiz Cengiz Topel'le ilgili yazı ve fotoğraflar oldu. Birde kapalı alandaki F-4'ün bire bir boyutlu motoru.
Küçük bir gezintiye çıktık |
Şehit Hv. Yzb. Cengiz Topel heykeli. Arkasında da kullandığı uçak (F-100). |
Bir başka gün gitmeyi en çok istediğimiz yerlerden biri olan Bilim, Sanat ve Kültür parkına gittik. Kent Park'a göre çok daha dolu ve güzel. Kötü yanı ise arabanız yoksa gitmesi biraz uğraştırıcı. Korsan gemisi beklediğimizden daha güzel çıktı. Ama girebilmek için bilet kesmeleri baya saçma geldi. Birkaç gün öncesinde Karayip Korsanları 4'e gitmenin de verdiği gazla gemiye daldık.
En çok ilgi çeken bir diğer şey ise Hayal Şatosu'ydu (ismi farklı olabilir) Daha bitmemiş ama gelişigüzel yapılmışlık dışındaki güzel yanı; kulelerin her biri farklı şehirlerdeki sembol haline gelmiş kuleler. Mesela o büyük kule Galata Kulesi.
Bir de içeride çuf çuf var öyle biniyon, geziyon çocuklar mutlu oluyo, iniyon.
Bir de son olarak Kent Park var şu "denizi" olan park. Geniş bir alana kurulmuş ama pek bir şey yok, atlar falan var isteyen binebiliyor. Onun dışında yeşillik olması yeterli diyerek kendimizi avutabiliriz. Onunla ilgili fotoğraf nerede biz de bilmiyoruz...
Eskişehir'e uğrarsanız çarşısında, adalarda, barlar sokağında gezinmenin yanında en azından buralara da uğrayın deriz. Gidemediğimiz bir Fidanlık var o da önümüzdeki bahara diyoruz.