Yalvaç yazısında da değindiğim İbrahim Abi ve Müslüm, Kapadokya gezimizde bize fazlasıyla yardımcı oldu. Biz yapmak istediklerimizi ve planlarımızı anlattık, onlar da Göreme'deki samimi tanıdıklarına ulaşarak kalacağımız pansiyonu ve birazdan bahsedeceğim greentour'u ayarladı. Açıkcası şevkimizi daha da arttırdılar. Eğirdir'den (o bölgeden) Kapadokya'ya Metro ile Tokat Yıldızı Turizm gidiyor. Biz biraz aceleci davranarak Metro Turizm'i tercih ettik. 8 saat süren yolculuğumuzdan pek memnun kalmasak da Kapadokya'ya yaklaştıkça içimizde artan heyecan bunu unutturdu.
|
Kapadokya günübirlik tur haritası |
Sabaha karşı 4.30 gibi ulaştığımız Göreme'de, kalacağımız Shoe String Cave Pansiyon'u bulmak zor olmadı. Tatilimiz boyunca bize her konuda yardımcı olan Süleyman, 9.30'daki turumuza kadar dinleneceğimiz bir oda verdi. Odalar, çevredeki çoğu pansiyonda olduğu gibi, kayaların içine oyulmuş. Eğer siz de B gibi sürekli var olan nemden, dokunduğunuz her şeyin ıslak olmasından hoşlanıyorsanız tam size göre :) Turumuzu anlatmaya başlamadan önce günübirlik tur sistemini söylemekte yarar var. Kapadokya'yı renk renk bölgelere ayırmışlar ve buralara günübirlik turlar düzenliyorlar. Biz sadece, Kapadokya'nın güney batı kısmını gezdiren greentoura katıldık. Bunun dışında(acentalara göre renkler değişebiliyor) redtour, yellowtour, silvertour da var. Bizim müze kartımız olduğu için kişi başı 72 TL'ye mal oldu. Eğer müze kartınız yoksa -ki Kapadokya'ya gittiğinizde kesinlikle bulunması gerekir- 90 TL (Kapadokya'da müze kart çıkarttırabileceğiniz yerler: Ihlara Vadisi, Göreme Açık Hava Müzesi, Zelve Örenyeri, Derinkuyu ve Kaymaklı Yeraltı Şehri).
Turumuza Göreme-Uçhisar yolundaki seyir yeriyle başladık. Rehberimiz bir yandan anlatırken biz hayranlıkla etrafı izliyorduk. Kapadokya gerçekten eşsiz. O kadar farklı, o kadar güzel ki sanki başka bir gezegende gibiydik. Erciyes Dağı ve Hasan Dağı'ndaki patlamalar ile ortaya çıkan volkanik kayalar, toprak ve su erozyonu sonucu bu güzel vadileri, peri bacalarını oluşturmuş. Yöreyi güzel yapan bir diğer unsur da; insan. Kapadokya Hititlere, Friglere, Medlere, Perslere, Büyük İskendere, Romaya, Selçuklulara ev sahipliği yapmış.
|
Sağ tarafta Güvercinlik Vadisi, karşıda Göreme |
Buradan ikinci durağımız olan Derinkuyu Yeraltı Şehrine geçtik ancak çok kalabalık olduğundan burayı sona bıraktıp Ihlara Vadisi'nin çıkışında bulunan Selime'ye gittik. Selime Manastırı (veya Katedrali) oyularak yapılmış dünyadaki en büyük katedral. Tepesine çıkarken oldukça dar, dik yollardan yürüyüp tünellerden geçiyorsunuz. İlk girdiğimiz yer mutfak oldu. Zaten Kapadokya'da en çok gördüğümüz yapı mutfak ve kilise. Yerlerde tandır delikleri, tepede güvercin yuvaları var, zamanla tavanları da kararmış. Güvercin yuvasının bu kadar yakında olma sebebi de gübresinin iyi yanması.
|
Mutfak, yukarıdaki delikler güvercin yuvaları |
|
Selime Manastırı'ndan Ihlara Vadisi çıkışı |
|
Ihlara Vadisi müze giriş yeri |
Nihayet en çok merak ettiğimiz yerler arasında bulunan Ihlara Vadisi'ne geçtik. Yolda giderken çevrenize bakın, göreceğiniz yalnızca hafif tepeleri olan, ağaçsız düz bir arazi. Ama ilerledikçe karşınıza 100-150 metre derinliğinde, 14 km uzunluğunda, yemyeşil Ihlara Vadisi çıkıyor. Zaten burada yaşamış insanların bu tür yerleri seçme sebepleri, çok zor farkedilmesi. Vadinin içine inip Ağaçaltı Kilisesi'ne uğradık. Söylenene göre vadide 100 kadar kilise varmış. Kiliselerin duvarlarındaki resimler güvercin yumurtasıyla yapılan karışım sayesinde oluşturulmuş, çoğu da 10-11. yy'dan kalma. Her kilisede İncil'den ve Tevrat'tan sahneler görmek mümkün. Melendiz Nehri'nin kıyısından, etrafı seyrede seyrede 4 km uzaktaki Belisırma'ya yürüdük. Burada nehir kıyısında -hatta nehrin ortasındaki masalarda- yemek yemek için durabilirsiniz, biz de restaurantların birinde öğle yemeklerimizi afiyetle yedik.
|
Ağaçaltı Kilisesi kubbesi: İsa Pantokrator |
Bir sonraki durağımız Derinkuyu. Burada zamanla 10 bin kişi yaşamış. Özellikle 7-8. yy.'daki Arap saldırılarından kaçmak için insanlar bu şehirleri kullanmış.İçinde şaraphaneler, ahırlar, mutfaklar, toplantı salonları, kiliseler, mezarlıklar bulunmakta. Yalnızca 8 katını gezebiliyorsunuz, geriye kalan yerlere geçmek yasak. O kadar ilginç ki bazı tünellerin ucu 25 km uzaktaki Kaymaklı Yeraltı Şehri'ne çıkıyor. İçerisinin sıcaklığı 8-10 derece arasında, bu yüzden çantanızda küçük bi hırka bulunmalı. İçeride oldukça dar yerler olduğundan herkesin girmesine izin vermiyorlar. Kapıda sağlık taramasından geçirmiyorlar tabi ama en azından astımı, tansiyonu vs olan girmesin diyorlar. Buna rağmen girenlerin de o karmaşık yerde nasıl çıkacağını bilemeyerek koşuşturduklarını da görmedik değil.
|
Hava bacası |
|
Kilise |
Son gittiğimiz yer: Uçhisar'ın girişinde bulunan Göreme Onyx Jewellery adındaki fazlasıyla güzel takılar satan mağaza ve hemen önündeki Güvercinlik Vadisi seyir alanı. Onyx'e Hacı Bektaş Taşı da deniyor. Anadolu'da kötülükten koruduğuna inanılan bir taş türü. Mağazada gerek Osmanlı, gerek modern takıları bulmak mümkün. "Ben takılardan anlamam da sevmem de" demeyin, emin olun içeriye girdiğinizde gözleriniz kamaşacak, cama yapışacaksınız. Bizim gözlerimiz de kamaştı, cama da yapıştık, içimiz de gitti. Paranın gözü kör olsun :)
|
Nazar değmesin (: |
Güvercinlik Vadisi en meşhur yürüyüş yerlerinden. İçinde çeşitli yapılar, doğal güzellikler var. Biz sadece yukarıdan seyretmekle yetinebildik. Nazar boncuğundan ağaç da ayrı güzel.
|
Göreme |
|
Roma Kalesi |
|
Göreme |
Turumuz öğleden sonra 6-6.30 gibi bitti. Tur grubunda tek Türk biz olduğumuz için rehber önce herkese İngilizce anlatıp ardından bize Türkçe anlattı. Gezdiğimiz yerler uzak olduğundan ya Göreme'de çok yaygın olan motor, araba kiralayıp gitmek gerekir ya da bu tür günübirlik turlara başvurulabilir.
|
Pansiyonumuzun teras manzarası |
Biz Kapadokya'ya gitmeden önce yaptığımız araştırmalarda yemek yemenin çok pahalı olduğunu öğrendik. Orta düzey restaurantta güzel bir yemek yemek isterseniz iki kişi 40-50 TL ödersiniz. Testi kebabını Müslüm çok önerdi ama maalesef bir türlü fırsatını bulamadık. Bir dahaki gidişimizde testi kebabını yemeden dönmeyeceğiz, ola ki zengin olduk balona bine bineriz(2 kişi 600-700 TL) :) Pansiyonumuza döndüğümüzde ertesi günümüzün planını Süleyman ile oturup yaptık. Bize en ince ayrıntısına kadar anlattı. Eğer bireysel olarak gezecekseniz önceden hiç uzun uzun plan yapmayın, çünkü gittiğinizde oranın bambaşka olduğunu anlayacaksınız. Bilen birisiyle oturup, elinize haritanızı alıp tüm plan programınızı oluşturabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder